DEFTERLER
Dünyanın her yerinden defter toplardı. Çeşit çeşit, boy boy,
renk renk, defterler… Yazmayı da çok severdi, hele de kaliteli dolma kalemlerle
yazmaya bayılırdı. Mürekkepli metal ucun kâğıdın üzerinde hızla akmasını görmek
başlı başına bir mutluluktu onun için. Düzenli günlük tutar, her gün için koca
bir sayfa doldururdu. O gün olup biten her şeyi ve duygularını aktarırdı
sayfalara. Boş zamanlarında kitaplığının altındaki kapaklı dolaplara dizdiği
defterlerini tek tek inceler, tozlarını alır ve yaşadığı sürece bu defterlere
anılarını, gezi notlarını, öykü ve romanlarını yazıp hepsini bitireceğini ve
kendisinden sonra da defterleri sevgili kızına bırakacağını, onun da babasının
defterlerini atmayıp saklayacağını umardı.
Bir gün karısı temizlik yaparken defterleri görmüş ve
şaşkınlığa uğramıştı. Kocasının bir kırtasiye manyağı ve defter koleksiyoncusu
olduğunu bilirdi ama bu kadarını da ummamıştı doğrusu. Kocası eve gelince “sana
acıyorum, bir zavallısın sen, bu biriktirdiğin defterleri doldurmaya ömrün
yetmez senin” demişti. O da “göreceksin bunların hepsini dolduracağım, bir
yazarım ben” diye kestirip atmıştı.
Neden herkes gibi bilgisayara yazmıyordu ki? Bunu soranlara
çok kızardı. Yazmak demek el yazısı demekti. On parmak klavye kullananlar bile
düşüncelerini bir kalemin kâğıda yazma hızıyla ekrana aktaramazdı. Üstelik boş
bir defter sayfasının üzerine yazdığında daha iyi ilham geldiğini, kelimelerin
sanki kendi kendine dizilerek bir öykü ya da roman parçasını oluşturduğunu
hissediyordu. Defterler ve kalemler en önemli hobisiydi. Bu sıkıcı hayatta yeni
bir kalemle yeni bir deftere bir şeyler yazmak gibisi var mıydı?
Doktor iki elini boynunu omuzlarını iyice muayene ettikten
sonra sordu:
"En çok ne yapmakta zorlanıyorsunuz?"
"Sizde bilekte sinir sıkışması yani karpal tünel sendromu var. Artık el yazısı ile yazmak yerine bilgisayar klavyesini tercih etmelisiniz, onu da yirmi dakikadan fazla kullanmayın, mutlaka ara verin ve dinlendirin elinizi. Eğer bileğinizde şişme ya da kas erimesi olursa ameliyat olmanız gerekecek. Bileğiniz hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak, o yüzden aşırı yazma ve bileği yoran hareketlerden kaçının ya da en aza indirin."
“ Sevgili kızım canım bir tanem….”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder