18 Ekim 2010 Pazartesi

Kursunkalemler

Merhabalar,

Sonunda ben de blog dünyasına kurşunkalemci adıyla adım attım. Burada daha çok kalem, defter, kitap ve bilimum kırtasiye malzemeleri ile biraz da edebiyat hakkında yazacağım.

kurşun kalem ile ilgili görsel sonucu



Kalemlere olan hayranlığım ilkokul yıllarına kadar gider. Kurşun kalemin zevkini de taa o yıllarda belleğime kazıdım. 

1970'ler: 

1970ler ile ilgili görsel sonucu

Çocukluğum 1970'lerde geçti (yaşımı da saklamayayım 1967 doğumluyum) O yıllarda her hafta Cuma günleri annemle mahalledeki pazara giderdik. pazarda beyaz boya üzerine renkli desenleri olan, silgisi parlak sarı metalden ve gövdesi koyu renkli bir ağaçtan imal edilmiş ve HB olmasına rağmen Türk HB'lerinden daha koyu ve daha akıcı yazan bir mineye sahip Çin kalemleri satılırdı. hiç unutmuyorum tanesi 1 liraydı. Eğer pazar alışverişinden parası artarsa annem bana o çok sevdiğim beyaz Çin kurşun kalemlerinden bir tane alırdı. Bunlar babamın genellikle düzineyle alıp bana tek tek verdiği mavi boyalı silgisiz ve silik yazan kurşun kalemlerden çok daha iyiydi. İlkokulda kurşun kalem kullanmak zorunluydu. Defterimize tükenmez kalemle yazı yazamazdık. Liseye giden abi ve ablaların defterlerinde tükenmez kalem kullandıklarını görünce çok imrenirdim. Tükenmezle yazmak büyük işiydi yani. 

 hey dergisi ile ilgili görsel sonucu


1980'ler:  

 1980 ler ile ilgili görsel sonucu

Ortaokul, lise ve üniversite yıllarım 1980'lerde geçti. O yıllarda klasik kurşun kalemlere olan ilgimi kaybettim sayılır. Ucuz tükenmez kalemler ve yeni çıkan fırlama 0.5 versatillerle yazmaya başladım. 1980'lerin başında ortaokul resim öğretmenimin kullandığı metal versatil 0.5 kurşun kalemi görünce çok şaşırmıştım. Kaliteli bir tükenmez kalemden bile daha pahalı olan bir kalemdi bu. Bir müddet sonra sınıftaki bir kaç zengin çocuğunda da görmeye başladık. Sonraları bizim gibi halk çocukları da alabilsin diye plastikten ucuzları da çıktı ama onlarla yazmak metalleri kadar zevkli değildi.





Bu mekanik kurşun kalemlere kısaca sıfırbeş diyorduk. Daha sonra 0.7 olanları da çıkacaktı ve 0.5'lerden daha iyi yazacaktı. Lise yıllarım boyunca hep bu zırt pırt ucu kırılan sıfırbeşlerle doldurdum defterlerimi. (Bu arada keşke lisedeki ders defterlerimi atmasaydım şimdi dönüp bir bakmak isterdim.) O yıllarda yani seksenlerin başında tükenmez kalemlerin kalitesinde bir artış başlamıştı. 0.5mm uçlu incecik yazan ve uç kısmı metal gövdesi plastik kalemler çıkmıştı piyasaya. Bunların yanında basmalı tip ucuz kalemler de vardı. Bir de biraz parası olanlar için Amerikan malı Shaffer marka ince ve gayet ergonomik yandan basmalı tükenmez kalemler gayet modaydı. Dolmakalemler ise pompalı olduklarından devamlı akıttıkları ve çabucak bozuldukları için sadece ödevlerde zorunlu olarak kullandığımız başbelası şeylerdi. Kartuşlu dolmakalemlerin çıkmasına ise daha epey zaman vardı. Seksenlerin ortasında üniversiteye geldiğimde tükenmez kalemleri tahtından indiren ve dolmakalem gibi yazıp onun gibi akıtmayan harika bir Japon ortaya çıktı. PİLOT V5. İlk piyasaya çıktığında neredeyse on ucuz tükenmez edecek kadar pahalı bir kalemdi ama bu kalemle yazmak gerçekten büyük bir zevkti.





Burada kalem ile kâğıt arasındaki uyumu da ele almak lazım. Üniversite yıllarımda tükenmez kalemlerden bu kadar memnun olmamın nedeni teksir kâğıtlara yazmamdı. Çünkü tükenmezler sarı saman üzerine en iyi yazan kalemlerdir. Mürekkep dağılmaz ve kağıt tarafından çok iyi emilir. Kağıdın emici özelliği de tükenmezin akmasını önler. Oysa tükenmezler kaliteli beyaz kağıt üzerinde hemen akma yaparlar. Fakat o yıllarda bilgisayar yazıcıları olmadığı için kaliteli beyaz kâğıt da yoktu, dosya kağıdı adıyla satılan çizgili ya da çizgisiz beyaz kağıtlar da aslında bir çeşit saman kâğıttı. İşte Pilot piyasaya daldığında kaliteli beyaz defterlerin de önü açılmış oldu. Bu kalemle beyaz kâğıda daha iyi yazılıyordu. hiç akıtmadan ve çizgi kalınlığı hiç değişmeden yazabilen bu kalemler iğne uçlu olduklarından oldukça ince yazabiliyorlardı. Daha sonra piyasaya bir çok marka ve modelde jel kalemler çıkacaktı. Ben üniversitedeki defterlerimi en ucuz saman kağıdından seçtiğim için bu kağıtlara yine ucuz tükenmezlerle yazdım. Pilot ise imza atmak ve ödev, dilekçe yazmak için kullandığım değerli bir kalemdi.


1990'lar:

 1990 lar ile ilgili görsel sonucu

Kurşunkaleme geri dönüş

90'lı yılların başındayken Amerikan filmlerinde bir şeyler dikkatimi çekti. Adamlar hep sarı kurşunkalem kullanıyorlardı. Masalarında uçları sivriltilmiş sapsarı kalemlerden beşer onar bulunduruyorlardı. Bunlara baka baka Amerikan tarzı sarı kurşun kalem merakı sardı beni. Girdiğim kırtasiyecilerde sarı Amerikan kurşun kalemleri aradım durdum.










Sanırım bunu talep eden tek ben değildim ki Amerikan tarzı kalemler kırtasiyecilerde görünmeye başladı. Bu kalemlerin şahı da yukarda resmi görünen Dixon marka kalemlerdi. Hiç unutmam Ankara'nın ilk açılan AVM'lerinden Beğendik'te 1991 yılında Dixon Trimline denen ince kalemlerden bir düzine bulmuştum. Tabi ki mal bulmuş mağribi misali hemen atladım üzerine. Hâlâ bunlardan bir kaç tane vardır masamın üzerinde. Tam yirmi yıldır bozulmadan duruyorlar öylece. Okuduğunuz satırların taslağını da bu kalemlerden biriyle yazdım.





Sıfırbeşlerin istilasına rağmen sarı kurşunkalemlerin hâlâ rağbet görmesi ilginç olduğu kadar da sevindiriciydi. Sanırım bunda Amerikan film ve dizilerinin epey etkisi olmuştur. Tarihçiler belki de bunu Amerikan kültür emperyalizminin en zararsız versiyonu olarak sınıflandıracaklardır.







Bir süre sonra herşeyi taklit eden Çinliler dünyayı sarı kurşunkaleme boğdular. Ama bir türlü Amerikalıların sarı ile turuncu arasındaki orijinal rengini tutturamayıp basit bir sarıya boyayıp sattıkları bu kalemler, aslında çocukluğumun beyaz boyalı Çin kalemlerinin sarısından başka bir şey değildi. Amerikan kalemlerinden çok ucuza geldiğinden bu sefer rastladığım Çin sarı kalemlerini almaya başladım. bu kalemlerin süpermarketlerdeki fiyatları inanılmaz ucuzdu. çocukluğumun iki kalemine ödediğim parayla bir düzine kalem alabiliyordum. Artık hepsini tüketme ümidini yitirdiğim kurşun kalem stokum bu şekilde oluşmaya başladı. Bu arada bir de boyasız natürel ahşap kurşun kalemler belirdi, onları da fırsat buldukça topladım.

Sarı kurşun kalemlere olan ilgimin sadece benim kişisel kırtasiye sapıklığımdan kaynaklanmadığını ADEL firmasının executive modeli olarak piyasaya sürdüğü sarı kurşun kalemlerden anladım ve içim rahatladı.

1994 yılında İngiltere'ye gittim ve orada beş yıl kaldım. bu süre zarfında gerek üniversitenin içindeki kırtasiyecide gerekse şehrin büyük kırtasiyecilerinde bolca zaman geçirdim. Her kırtasiye manyağı gibi canım sıkıldıkça oralara gidip hiç ihtiyacım olmayan kalem ve defterlerden almak beni rahatlatıyordu. Bu arada Türkiye'de olmayan defterlerleri orada gördüğümde alıp biriktirmeye başladım. Böylece defter stokum da oluşmaya başladı. Henüz efsanevi MOLESKİNE'ler arzı endam etmemişti. İngiltere'de beni şaşırtan bir şey de Amerikan tarzı sarı kurşun kalemlerin bu Anglosakson anavatanında pek tutulmamasıydı. İngilizler daha çok kırmızı renkte Berol marka kendi kurşun kalemlerini seviyordu. Ama bir süre sonra sarı Çin kurşun kalemleri İngiliz piyasasını da doldurdu. Bir gün İngiltere'de Amerikan office 1 store adlı Amerikan kırtasiye zincirinin büyük bir mağazasında Dixon'un Oriole modelini buldum ve sanırım onbeş yirmi düzine kadar satın aldım. Çünkü Türkieye'ye dönünce bunlardan bulamayacağımı zannediyordum. Bu Dixon'lar hâlâ kurşun kalem stokumun en büyük parçasını oluşturuyor. Yıllar sonra ben New York'a indiğimde Manhattan'daki ünlü The New Yorker Otelinin hemen karşısındaki kırtasiyeci, Amerika'ya gelişimin ilk saatinde girdiğim ilk dükkan olmuştu ve orada Dixon'un Ticonderaga modelinden bir kaç düzine almıştım. Sonraları eşimin Boston ziyaretinde bir düzine de ona sipariş etmiştim.

Tüm bunlar olurken evdeki kalem sayısı o kadar artmıştı ki onları kullanıp tüketmemin kalan ömrüme sığmayacağını acı bir şekilde idrak etmeye başladım. Çünkü bir kurşun kalem neredeyse 45.000 kelime yazıyordu ve ben kurşun kalemlerimi üzerine bir kapak geçirerek en son santimine kadar kullanıyordum. Bu tabi ki cimrilikten değil bu kutsal nesneye olan saygımdan kaynaklanıyor. Kurşun kalemlere olan sevgim bütün şiddetiyle devam ederken ona ihanet etmeden de duramıyordum. Kartuşlu dolmakalem yeni sevdam olmuştu. Kurşun kalemlerimin tükenmeme nedeni daha çok bütün el yazılarımı kartuşlu dolmakalemlerle yazmamdı aslında. Aldığım jel kalemler de cabası tabi.

Önceleri dolmakalemlere olan tutkuyu pek anlayamıyordum. Mürekkebi akıtan veya yazmayan kalemler aklıma gelirdi dolmakalem denince. Ama kartuşlular çıktıktan sonra dolmakalemler jel kalemlerin açtığı savaşta iyi bir cephe kazanmışlardı. İçinde kullanılan kartuş aynı olsa da her dolmakalemin yazma stili farklıydı. Bu da beni ister istemez değişik dolmakalemler almaya itti. En çok sevdiğim Waterman ve Faber-Castel marka kalemlerimi hiç yanımdan ayırmam. Moleskine günlüğümü de onlarla tutarım. Beni dolmakalem kullanmaya iten bir diğer neden de yazıyı nereye yazdığımdır. Kaliteli bir deftere mesela bir Moleskine'e kurşun kalemle değil  de dolmakalemle yazmak defterin asaletine daha çok uyuyor hissine kapılıyorsunuz.



Kalem kullanımında en unsurlardan biri de hangi kalemlere nereye yazdığınızdır. Mesela saman kağıda en iyi tükenmez kalemle yazılırken 90 gr kaliteli bir beyaz kağıda kurşun kalem ya da dolmakalem (ve her türlü jel tabi ki) daha iyi gider. Burada bir diğer husus da kalemin ucu meselesidir. Bazıları ince ucu severken bazıları da kalın ucu sever. Bana göre kalın uç yazıyı daha güzel gösteriyor. İnce uçlu kalemle yazılan ince satırlar pek estetik durmuyorlar. Eskiden ince uç yani 0.5 daha çok tercih edilirdi ama şimdi 0.7 hatta 1.0 mm uçların daha çok olması bu savımı destekliyor gibi duruyor. Bu nedenle kurşun kalemlerin ucunun da çok ince açılmaması gerekiyor diye düşünüyorum.

Kurşun kalem kullanmada bir süre sonra sarı Amerikanlar da çekiciliğini yitirdi gözümde. Çünkü kalemin dış görünümü kadar ucu da önemliydi hatta daha da önemliydi. 2B ve 3B gibi yumuşak uçlu kalemlerin sıradan HB uçlara göre çok daha güzel yazdığını keşfedip dereceli çizim kalemlerine yöneldim. Bunlar daha çok mimar ve ressamların kullandığı kalemlerdi ve klasik HB'lere göre daha pahalıydılar. Sonradan ADEL ve diğer firmalar Sınav Kalemi adıyla 2B'leri piyasaya sürmesi ne kadar haklı olduğumu kanıtlamıştı.

Kurşun kalemlerde en üst basamağı ise Faber Castell firmasının kurşun kalem manyaklarını sevindirmek (ya da sömürmek) için çıkardığı iki kapaklı kurşun kalem modeli temsil ediyor. Bunlar pahalı Design kalemler ve ultra pahalı Graf Von Faber kalemler. Eğer yazdıklarınızın gelecek kuşaklara aktarılacak çok değerli şeyler olduğunu düşünüyorsanız ve yazdıklarınızdan para kazanabiliyorsanız bu lüks kalemlere para harcamak bir delilik olmaz (ama manyaklık olduğu da şüphe götürmez).

graff von faber ile ilgili görsel sonucu





işte yukarıda bu kuğu güzelliğindeki kalemler görünüyor

8 yorum:

  1. sayın kalemci;
    bilir misiniz ki ben 1985-1988 dönemine ait ajandalara aldığım ders notlarını; yazdığım şiirleri orijinal olarak muhafaza etmekteyim. hatta rahmetli babamın en iyi olasılıkla 1974'de(ya da çok daha öncesinde) yazdığı bir reçetenin sararmış parçası da durmakta..ve kalemliğimde 0,5;0,7;0,9 kalemlerim..

    YanıtlaSil
  2. Sayın Sabır sabrınıza hayranım kesinlikle çok iyi yapmışsınız bu notları atmayarak. Babanızın reçetesi de bence çok güzel bir anı.

    Sevgiler daim olsun

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.
    Ben de kurşun kalemlerden epeyce hoşlanan biriyim. Ancak, artık ne internette ne de çevremdeki kırtasiyelerde sarı, silgili kurşun kalem bulamıyorum. Bildiğiniz bir mekan varsa bu defa işimi sağlama alıp 100- 200 tane sipariş vermek istiyorum. Mavili, yeşilli, üzerinde miki maus olan kurşun kalemleri ne kullanmak istiyorum ne de bu kalemler ofis ortamında uygun kaçar... Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Emre

      yorumunuz için çok tesekkür ederim. Blogum aktif olmadığı için sizi malesef 12 sene sonra cevaplandırabiliyorum ve bundan ötürü çok üzgünüm

      Malesef artık Çin malı da olsa sarı kursun kalemler pek bulunmuyor. Avrupa pazarında da fazla yok. Bize kırtasiyte ürünleri daha çok Uzak Doğu'dan geliyor ve onlar da cicili bicili cocuk kalemleri. Amerika'ya gidip gelenlerden ısmarlamak dışında bir çözüm yok. Çin'den getirtmek de mümkün. Zaten Amerika'nın en meşhur kalem markası olan Dixon da en çok kullanılan Ticonderaga modelini artık Çin'de üretiyor ve tabi ki eski kalitesinde değim ama yine bir dixon.

      Sevgiler

      Sil
  4. Merhaba,
    O kadar zevkle okudum ki yazınızı :) Bir kırtasiye delisi olarak kendimi geleceğimi gördüm sanki. Biraz ihmalkar davrandığımı da farketmedim değil. Yazı yazmayı o kadar sevmeme rağmen uzun bir süredir günlük tutmuyorum ve defterlere o kadar harcama yapamıyorum :( evin her yanı defter ve kalem olduğu için bir şey aldığımda çok tepki çekiyorum. Tepkilere dayanamayıp biraz azalttım ancak hala dayanamıyorum üniversite yıllarımda (12-13 sene önce) bir oyuncak mağazasında 16'lı sarı kalem bulmuş almıştık ve kıyamadığımdan açmamıştım. Bir ay kadar önce açtım. Hemen tükenmiş gibi her yerde sarı kalem arıyorum ama hiç bir yerde yok :( Silgili sarı gövdeli kalem bu-la-mı-yo-rum!! Her renk kalem var, sarısını da yapmışlar yokluktan aldım ama kullanamıyorum çünkü neon sarı... Eğer bulursanız paylaşabilir misiniz? O dediğiniz Amerikan yeşilli kalemlereyse hiç sahip olamadım; hiç orjinalini bile görmedim :) sadece filmlerde ve burada gördüm desem yalan olmaz. Neyse başınızı şişirmeden sonlandırayım :) Çok teşekkür ederim bloğunuz için; çok geç görmüş olmamdan duyduğum üzüntünün dışında paylaşımlarınız için teşekkür ederim. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba isimsiz arkadaşım

      Bu uzun yorumunuz için size en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Blogum aktif olmadığı için sizi malesef 3 sene sonra cevaplandırabiliyorum ve bundan ötürü çok üzgünüm.

      Yazılarıma sizinki kadar uzun bir yorum almamıştım hiç.

      Öncelikle kırtasiye hastalığı ya da manyaklığının hepimizde ortak bir noktası var o da evi defter kalemle doldurup evdekileri çıldırtmak.

      Sarı kalem konusunda Emre Beye verdiğim cevap sizin için de geçerli tek çare Amerika ya da Çin. Alibaba'dan temin etmek mümkün olabilir.

      Sarı kursun kaleme en yakın kalem naturel renksiz kalemler ve onların da Stabilo markalı olanları var. Adel firması bir ara cok güzel sarı kalemler cıkarmıştı ama maalesef üretilmiyor artık

      Sizi tekrar bu sayfada görmeyi çok isterim ama sanırım artık buralarda değilsinizdir

      Her neyse eğer bu cavabımı okursanız bilin ki bu dünyada yalnız değilsiniz

      sevgiler

      Sil
  5. Ben timuçin bilgin .Yuraginize saglik .eskilerin sahsim Adina konusayim kiymet bilemedim.simdi yana yakila arar oldum .sari kursun kalem nerden bulabiliriz.ayrica sizinle tanismayi isterim .0553 281 2721

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Timuçin Bilgin Bey

      Bloguma gösterdiğiniz ilgi için çok tesekkür ederim. Blogum uzun süre aktif değildi. Sarı kalemler Alibabada var ama 1000 tane almanız lazım. Belki 10 kişi bulursanız ortak sipariş verebilirsiniz

      Sevgiler

      https://www.alibaba.com/product-detail/premium-yellow-hb-wooden-blank-hexagonal_60770882319.html?spm=a2700.galleryofferlist.normal_offer.d_image.6f32f1755JtGty&s=p

      Sil